

Binlerce yıllık bir mirasın izinde, köyümüzün bereketli topraklarında yetiÅŸen zeytinleri doÄŸal yöntemlerle iÅŸleyerek sofralarınıza taşıyoruz. Zeytin ve zeytinyağımız yalnızca bir ürün deÄŸil; emeÄŸin, doÄŸanın ve saÄŸlığın birleÅŸimidir. Bu yolculukta, atalarımızdan gelen bilgeliÄŸi modern yöntemlerle harmanlayarak size en saf haliyle sunuyoruz.
BİR ZEYTİN VE YAĞININ HİKAYESİ
Zeytinyağı insanlığın çok eski dönemlerinden beri beslenme ve bunun yanında daha birçok alanda kullanılmıştır. Özellikle insan saÄŸlığına olan faydası hem gıda olarak tüketiminde hem de gerek modern tıp içerisinde gerek eski dönemlerde bitkisel ilaçların yapımında birçok fayda saÄŸlamıştır. İnsanlık için önemli keÅŸiflerden bir tanesi sayılabilecek olan bitkilerden yaÄŸ elde etme imkanı özellikle bir çok fayda saÄŸlayan zeytinden de elde edilebilmekle birlikte hem yalnız başına kullanımı hem de diÄŸer besin maddeleriyle kombin ÅŸekilde kullanılmasıyla beslenme alışkanlıkları arasında önemli bir yer edinmiÅŸtir.
​​
​
​
Zeytinyağının kaynağını teÅŸkil eden zeytin aÄŸaçları ile ilgili tarihsel olarak keÅŸfedilmiÅŸ en eski veri milattan önce yaklaşık 40 bin yılına dayanmaktadır. Ege denizindeki Santorini adasında yapılan arkeolojik çalışmalarda bu tarihlerde yetiÅŸtiÄŸi düÅŸünülen zeytin yaprağı fosillerine rastlanmıştır. Bunun yanı sıra Kuzey Afrika bölgesinde bu tarihten yaklaşık 25 bin yol sonrasına tarihlenen zeytin aÄŸacı fosilleri de farklı coÄŸrafyalarda zeytin aÄŸacının yetiÅŸtiÄŸi bilgisini bizlere vermektedir. Bu ve benzeri araÅŸtırmalar zaman içerisinde farklı bölgelerde yapılmakta fakat zeytin aÄŸacından zeytin hasadının ilk olarak hangi tarihlerde ve hangi uygarlıklar tarafından yapıldığı hakkında kesin verilere de ulaşılamamaktadır. Buna karşın Ege ve Akdeniz bölgelerinde özellikle Giritlilerin ticarette geliÅŸmesi ve zeytin aÄŸacı yetiÅŸtiriciliÄŸi ve zeytinyağı üretimi ile uÄŸraÅŸması, bu bölgelerde ticaretinin yüksek miktarda yapılıp bölgelerin civarlarına dağılmasına etken olmuÅŸtur. Özellikle günümüzde denizlerde yapılan arkeolojik araÅŸtırmalarda, boyları yarım metre ile iki metre arasında deÄŸiÅŸen zeytinyağı küplerinin ve bu ticareti yapan uygarlıklara ait yazıtlarda ise bu ticaretlerin nereler yapıldığı hakkında bilgiler edinilebilmektedir.
Tarihte ilk zeytinyağı elde etme yöntemi olarak uygun taÅŸ havuzlar içerisinde ayakla ezilen zeytinlerin daha sonra sıcak su içerisinde bekletilmesi ile yağının alınması yöntemidir. Bu iÅŸlemler tarihi kayıtlarda hep Antik Yunan medeniyetine mal edilmiÅŸ olsa da Anadolu ve özellikle Ege’de yine benzer oranda rastlanmaktadır. Efes, Milet, Urla, MuÄŸla ve Marmaris bölgelerinde yaÅŸamış tarihi uygarlıklar keÅŸfedildikçe bu keÅŸiflerin altında kullandıkları gerek zeytinyağı üretimi gerekse ticareti ile ilgili bilgiler keÅŸfedilmektedir. Tarihte kullanılan ilk yöntemin ardından dönemin geliÅŸmiÅŸ uygarlıklarından olan Roma uygarlığı zeytini iki taÅŸ arasında ezerek zeytinyağı elde etme yöntemini keÅŸfetmiÅŸtir. Bunun ardından yakın geçmiÅŸte buhar ile zeytinyağı elde etme yöntemi kullanılmış ve bu sayede zeytinlerden elde edilen birim yaÄŸ miktarında artışlar olmuÅŸtur. Günümüze doÄŸru yaklaşıldığında ise hidrolik presleme ve motorlu sistemler ile ÅŸu an da zeytinyağı elde etmede kullanılan kontinü sistem geliÅŸtirilmiÅŸtir.
​
Zeytinyağı elde ediliÅŸ ÅŸekli, yetiÅŸtiÄŸi coÄŸrafya ve iklim, toplanış ÅŸekli gibi koÅŸullar ile farklı kalite, tat ve koku özellikleri kazanmaktadır. Bu özellikleri belirleyen etkenlerden birisi olan elde ediliÅŸ ÅŸekli, özellikle hasat sırasında el ile mi toplandığı yoksa çırparak mı toplandığıyla birlikte elde edilen zeytinlerin yağının, zeytinin çekirdeÄŸi ile bütününden mi yoksa yalnızca çekirdeÄŸi çıkarılmış kısmından mı elde edildiÄŸi ile belirlenir. Buna ek olarak zeytin aÄŸaçlarının bulunduÄŸu bölgenin iklim koÅŸulları da bu özellikler üzerinde etkilidir. ÖrneÄŸin, Ayvalık bölgesinde yetiÅŸen zeytin ile MuÄŸla bölgesinde yetiÅŸen zeytin arasında bazı özellik farklılıkları olabileceÄŸi gibi, daha uzak coÄŸrafya olan İtalya’da yetiÅŸen zeytinlerde her ikisinden farklı tat ve koku özelliklerine sahip olmaktadır. Türkiye bulunduÄŸu coÄŸrafi konum nedeniyle ve sahip olduÄŸu Akdeniz iklimi sayesinde İtalya, İspanya ve Tunus gibi diÄŸer Akdeniz ülkeleri ile birlikte bu alanda öncü konumda.